tkg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

tkg

hos geldiniz
 
AnasayfaPortailAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Che Guevara - 9

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
GeRiLLa
Administrator
Administrator
GeRiLLa


Mesaj Sayısı : 202
Yaş : 39
Nerden : Ankara
Kayıt tarihi : 16/02/08

Che Guevara - 9 Empty
MesajKonu: Che Guevara - 9   Che Guevara - 9 Icon_minitimePaz Şub. 17, 2008 4:10 pm

Bizim Amerikamız

Bizim Amerika, az ya da çok homojen bir ülkeler topluluğu oluşturur ve ABD tekelci sermayesi hemen hemen bütün bölgede mutlak bir egemenliğe sahiptir. Kukla hükümetler ya da en iyi durumda zayıf ve korkak yerel yönetimler, yankee beylerinin emirlerine karşı çıkmamaktadırlar. ABD, politik ve ekonomik olarak egemenliğinin zirvesine ulaşmıştır; daha fazla ilerleyebilmesi zordur; mevcut durumdaki herhangi bir değişiklik onun egemenliğini geriletebilir. Onun politikası mevcut konumunu korumaktır. Bugün eylem çizgisi, hangi tipte olursa olsun, kurtuluş hareketlerini engellemek için vahşi bir güç kullanmakla sınırlandırılmıştır.

“İkinci bir Küba’ya izin vermeyeceğiz” sloganı ardında, Dominik Cumhuriyeti’ne karşı ya da daha önceleri Panama katliamında olduğu gibi veya mevcut düzendeki bir değişikliğin çıkarlarını tehlikeye düşürebileceği Amerika’nın her noktasında yankee birliklerinin müdahaleye hazır oldukları yolundaki o tek anlamlı uyarıda da, kendileri için özel bir tehlike sözkonusu olmaksızın saldırı tehdidi gizlenmektedir.

Bu politika hiç bir ceza görmeksizin sürdürülmektedir: OAS, popülerliğini yitirmiş de olsa uygun bir maskedir; Birleşmiş Milletler’in yetersizliği, gülünç olduğu kadar trajiktir de; bütün Amerika ülkelerinin orduları, kendi halklarını ezmek için hazır beklemektedir. Suç ve ihanet enternasyonali fiilen örgütlenmiştir. Diğer taraftan yerli burjuvaziler, emperyalizme karşı çıkma yeteneğini -eğer buna sahiptiyseler- yitirmişler ve emperyalizmin oynayacağı son kart olmuşlardır. Başka bir alternatif yoktur: Ya sosyalist devrim ya da devrim karikatürü.

Asya, değişik özelliklere sahip bir kıtadır. Bir dizi Avrupalı kolonici ülkeye karşı kurtuluş mücadelesi az ya da çok ilerici hükümetlerin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Daha sonraki gelişmeler, bazı durumlarda ulusal kurtuluşun asıl hedeflerini netleştirirken, bazı durumlarda emperyalizm yanlısı bir konuma dönülmesini getirmiştir.

Ortadoğu Patlamaya Hazır Volkan

Ekonomik bakış açısından, ABD, Asya’da çok az kaybetmiş, ama daha çok kazanmıştır. Buradaki değişiklikler onun çıkarlarına yaramıştır; diğer yeni-sömürgeci güçlerin devrilmesi için yürütülen mücadele ve ekonomik alanda yeni küresel nüfuz eylemleri, bazı durumlarda doğrudan ya da Japonya aracılığıyla, dolaylı olarak yürütülmektedir.

Emperyalistler, Çin’i, Güney Kore, Japonya, Tayvan, Güney Vietnam ve Tayland’la kuşatma altına almıştır.

Bu ikili durum yani Çin Halk Cumhuriyeti’nin askeri olarak kuşatılması şeklinde bir stratejik ilişki ile bu büyük pazarlara —henüz egemen olamadıkları— nüfuz etme, bugün Asya’yı dünyanın patlamaya hazır en önemli noktası haline getirmiştir. Buna rağmen, Vietnam savaş alanı dışında görüntüsel bir istikrar vardır.

Ortadoğu, her ne kadar coğrafi olarak bu kıtaya dahilse de, kendine özgü koşulları vardır ve mayalanma aşamasındadır. Emperyalizmin desteklediği İsrail ile bölgenin ilerici ülkeleri arasındaki soğuk savaşın nereye kadar gideceğini önceden söylemek olanaksızdır. Bugün burası, dünyada patlamaya hazır volkanlardan birisidir.

Afrika için belirleyici olan, yeni-sömürgeci istila için hemen hemen bakir bir toprak olmasıdır. Aslında yeni-sömürgeci güçleri, kesin karakterdeki eski ayrıcalıklarından belirli bir kapsam içinde vazgeçirmeye zorlayan değişiklikler oldu. Ama bu gelişmeler bozulmadan sonuna kadar götürülürse, sömürgeciliği kolayca, ekonomik durumda benzer etkileri yapan yeni-sömürgecilik izler.

Birleşik Devletler bu bölgede sömürgeye sahip değildir, ama bugün, müttefiklerinin eskiden kıskançca korudukları av alanlarına girmek için mücadele ediyor.

Afrika’nın, Kuzey Amerika emperyalizminin stratejik planlarında, uzun vadeli bir rezerv oluşturduğunu söyleyebiliriz; şimdiki yatırımları yalnız Güney Afrika Birliği’nde önemlidir ve Kongo, Nijerya ve diğer ülkeler, başlangıçtan beri buraları elinde tutan diğer emperyalist güçlerle şiddetli bir rekabete (günümüzde barışçıl ölçülerde) girdiği ülkelerdir.

Tekellerinin tatlı kârlar ya da büyük hammadde kaynakları kokusu aldığı yerkürenin her noktasında yatırım yapma hakkı isteğinin dışında, Kuzey Amerika emperyalizminin daha hâlâ savunacağı büyük çıkarları yok.

Tarihin bütün bu olayları, halkların uzun ya da kısa vadedeki kurtuluş olasılıkları konusundaki soruyu haklı çıkarmaktadır.

ABD’yi Moralini Bozarak Yenebiliriz

Emperyalizmin bir dünya sistemi olduğunu, kapitalizmin son aşaması olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız ve o dünya çapında yenilgiye uğratılmak zorundadır. Bu mücadelenin stratejik sonu, emperyalizmin yıkılması olacaktır. Bize, bu dünyanın sömürülenlerine ve azgelişmişlerine düşen pay, emperyalizmin temellerini ortadan kaldırmaktır: Biz ezilen uluslar, onlara sermaye, hammadde, teknisyen ve ucuz emek vererek ve onlardan yeni egemenlik araçları olan yeni sermaye, silah ve her çeşit materyal alarak mutlak bir bağımlılık içine sürüklenmekteyiz.

Bu stratejik hedefin temel unsuru tüm halkın gerçek kurtuluşu olacaktır. Pekçok olayda bu kurtuluş silahlı mücadeleyle gerçekleşecek ve Bizim Amerika’da sosyalist devrim kaçınılmaz olacaktır.

Emperyalizmin yıkılması hedeflenirken, onun başını kimin çektiği kesinlikle belirlenmek zorundadır. Bu, ABD’den başkası değildir.

Taktik hedefi, düşmanı çevresinden koparıp onu yaşam alışkanlıklarıyla gerçeğin gücünün çarpıştığı yerlerde savaşmaya zorlamak olan, genel anlamda bir görevi gerçekleştirmeliyiz. Düşman küçümsenemez; ABD askerleri, teknik yeteneklere sahiptir ve onu korkutucu kılacak ölçüde silahlarla ve kaynaklarca desteklenmektedir. Onun sahip olmadığı şey, bugün onun en büyük düşmanı olan Vietnamlı askerlerin en yüksek düzeyde sahip oldukları ideolojik motivasyondur. Biz, bu orduyu moralini bozarak yenebiliriz ve bu moral, onları bozguna uğratarak ve daha fazla kayıp verdirerek bozulabilir.

Fakat zafere götüren bu kısa yol daha şimdiden çok açıkça istenmesi gereken fedakârlıkları içermektedir. Ve bunlar, sürekli olarak mücadeleden kaçtığımız ve başkalarının bizim için kendilerini tehlikeye atmalarını istediğimiz zaman dayanmaya mecbur olacağımız fedakârlıklardan belki daha az acı verici olacaktır.

Düşmandan Nefret Etmeyen Bir Halk Vahşi Düşmanı Yenemez

Son kurtulacak ülke, büyük olasılıkla, silahlı mücadele olmaksızın ve emperyalizme karşı uzun ve acımasız bir savaşın etkilerinden kaçınarak gerçekleşecektir. Ama bu mücadeleden ve bu mücadelenin dünya çapındaki sonuçlarından kaçınmak olanaksız olacaktır; onun etkileri aynı, hatta daha büyük olacaktır. Geleceği önceden kestiremeyiz, ama özgürlüğü özleyip de zaferin bir kırıntısı olarak kendi özgürlüğünü bekleyen ve onun için mücadeleden kaçan bir ulusun öncüsü olmayı istemek gibi bozguncu iğvalara asla kapılmamalıyız.

Yararsız özverilerden kaçınmak kesinlikle doğrudur. Bunun için de bağımlı Amerika’nın kendisini barışçı yoldan kurtarmak için sahip olduğu gerçek olanakları açıkça ortaya koymak çok önemlidir. Bizim için bu sorunun çözümü çok açıktır: Bugünkü aşama, mücadeleye başlamak için uygun bir an olabilir ya da olmayabilir, ama savaşmaksızın özgürlüğü elde edebileceğimiz konusunda hiçbir yanılsamaya kapılamayız ve böyle bir yanılsama hakkına sahip değiliz. Ve bu savaş, ne gözyaşartıcı bombalara karşı taşlarla verilen bir sokak çatışması ya da pasifist genel grev olacaktır; ne de egemen oligarşilerin baskı mekanizmasını iki-üç günde yıkan öfkeli bir halkın çatışması olacaktır; bu mücadele, uzun, sert bir mücadele olacaktır ve onun cephesi, şehirlerdeki gerillaların barınakları, savaşçıların evleri —baskı güçleri onların aileleri arasında kendine kurbanlar arayacaktır—, katliamlara uğratılmış kırsal nüfus, düşman bombardımanı ile yıkılmış şehirler ve kasabalar olacaktır

Onlar, bizi bu mücadeleye itiyorlar; bu mücadeleye hazır olmak ve bu mücadeleye girişmekten başka bir alternatif yoktur.

Başlangıç kolay olmayacaktır; hatta aşırı ölçüde zor olacaktır. Oligarşilerin tüm baskı gücü, tüm demagoji ve vahşiliyle onların amaçlarının hizmetinde olacaktır. İlk saatte bizim görevimiz hayatta kalmaktır; daha sonra silahlı propaganda (Vietnamca anlamıyla, yani düşmana karşı yürütülen kazanılsın ya da kaybedilsin -ama savaşarak- çarpışmaların propagandası) yürüten gerilla örneğini izlemek olacaktır: gerillaların yenilmezliği dersi sahipsiz kitleler arasında kök salacak; ulusal ruhun elektriklendirici gücü, daha şiddetli baskılara karşı koymak için daha zorlu görevlere hazırlayacak; mücadelenin bir unsuru olarak nefret, düşmanın nefreti, bizi, insanın doğal sınırlarını aşan ve onun ötesine geçen, insanı etkin, şiddetli, seçici ve soğuk bir ölüm makinasına dönüştürmeye zorlayacaktır. Bizim askerlerimiz böyle olmak zorundadır; düşmandan nefret etmeyen bir halk vahşi bir düşmanı yenemez.

Düşmana Evinde Saldıralım

Savaş, düşman onu nereye götürüyorsa oraya kadar götürülmelidir: onun evine, eğlence yerlerine; topyekün savaş. Düşmana kışlalarının dışında ve hatta içinde bile rahat edebileceği bir an, barışçıl bir an bile bırakılmamalı; nerede bulunuyorsa ona saldırmalı, geçeceği her yerde ona köşeye sıkıştırılmış bir hayvan duygusu verilmelidir. O zaman, onun morali bozulmaya başlayacaktır. O, gittikçe daha fazla hayvanlaşacaktır, ama böylece biz onun çöküntüsünün belirtilerini daha açık göreceğizdir.

Ve insanlığın kurtuluşu uğruna verilen savaşın bayrağı altında, uluslararası proleter ordularla gerçek bir proletarya enternasyonalizmi geliştirmeliyiz. Vietnam’ın, Venezüella’nın, Guatemala’nın, Laos’un, Gine’nin, Kolombiya’nın, Bolivya’nın, Brezilya’nın -yalnızca silahlı mücadelenin bugünkü sahnelerini sayarsak- bayrakları ardında ölmek, bir Amerikalı, bir Asyalı, bir Afrikalı ve hatta Avrupalı için aynı ölçüde onur verici ve erişilmeye değer olacaktır.

Emperyalizme Karşı Savaş

Eğer dünyada ölümün kendi paylarına düşen kısmıyla ve müthiş trajedileriyle, her günkü kahramanlıklarıyla, emperyalizme bitmez tükenmez darbeler indirerek, dünya halklarının artan nefretiyle emperyalizmin güçlerini parçalamak için iki, üç daha fazla Vietnam gün ışığına çıksaydı, geleceğe daha güvenli bakabilirdik!

Ve eğer bizler, düşmana güçlü ve etkin darbeler vurmak için birleşebilseydik ve mücadele eden halklara her türlü yardımı etkin olarak artırabilseydik, gelecek o zaman nasıl da büyük ve yakın olacaktı!

Eğer biz, dünyanın bu küçük bir noktasında, verebileceğimiz az şeyi: yaşamımızı, özverimizi sunduğumuz bu mücadeleyi örgütlediğimiz ve görevimizi başarmak için çalıştığımız yerde, kanımızın suladığı ve artık bizim olan bir dünyada eğer bir gün son nefesimizi vermek durumunda kalırsak, o zaman, eylemlerimizin etki alanını iyi ölçüp biçtiğimiz ve kendimizi büyük proleter ordunun bir unsuru olmaktan daha fazla birşey saymadığımız, ama Küba Devrimi’nden ve onun büyük kumandanının, dünyanın bu parçasına karşı gösterdiği tutumdan çıkan büyük dersten onur duyduğumuz bilinmelidir: “İnsanlığın kaderi tehlikedeyse, bir insanın ya da bir halkın maruz kaldığı tehlikeler ya da özveriler ne ifade eder ki.”

Bizim her eylemimiz emperyalizme karşı bir savaş çağrısı ve insanlığın en büyük düşmanı ABD’ye karşı halkların birliği için bir savaş marşıdır.

Ölüm, nereden ve nasıl gelirse gelsin, savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları yeni savaş ve zafer naralarıyla ve de mitralyöz sesleriyle cenazelerimize ağıt yakacaksa, hoş geldi, safa geldi.



(Afrika, Asya ve Latın-Amerika Halkları Dayanışma Örgütü’ne (OSPAAL) Che Guevara’nın “dünyanın herhangi bir yerinden” yolladığı bu mesaj, 16 Nisan 1967 tarihinde Prensa Latina’da yayınlanmıştır.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.forumzevki.com/tkg
 
Che Guevara - 9
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Che Guevara - 5
» Che Guevara - 7
» Che Guevara - 4
» Che Guevara - 3
» Che Guevara - 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
tkg :: KOMÜNİZM :: Ernesto Che Guevara-
Buraya geçin: